reklam alanı

Türkiye ile İsrail arasında ticaret devam ediyor mu? Kitap Vakfı’ndan Gazze açıklaması

İsrail’in Gazze’deki Müslümanlara yönelik saldırıları devam ederken Şanlıurfa’da daha önce birçok protestoya imza atan Kitap Vakfı öncülüğünde bugün basın açıklaması yapıldı. Filistinlilere yönelik yapılan saldırıların kınandığı basın açıklamasında Türkiye’nin İsrail ile ticaretti dolaylı yoldan devam ettirildiği belirtildi.

Türkiye ile İsrail arasında ticaret devam ediyor mu? Kitap Vakfı’ndan Gazze açıklaması

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

İsrail’in Gazze’de Filistin halkına yönelik saldırıları her gün artarak devam ediyor. Binlerce masum insan ve çocuğun hayatını kaybettiği bu soykırıma Şanlıurfalılardan tepkiler sürüyor. 

Daha önce İsrail’e karşı Şanlıurfa’da birçok eylem gerçekleştiren Kitap Vakfı, bugün Topçu Meydanı’ndan toplanarak, Filistin’e destek ve Türkiye’nin işgalci rejime karşı olan pasif tutumunu eleştiren bir basın açıklaması yaptı. 

Açıklamayı grup adına Kitap Vakfı Başkanı Av. Mustafa Fuad Balıkçı yaptı.

BALIKÇI: ŞEHİT EDİLEN FİLİSTİNLİ SAYISI 46 BİNİ

Gazze katliamların şehit edilen Filsitinlilerin sayısını açıklayan Balıkçı, şu ifadeleri kullandı:

“Aksa Tufanı’nın, yani Gazze Katliamı’nın 464. günündeyiz.

Eskisi kadar gündem oluşturmayan Filistin halkına yönelik soykırım, tüm hızıyla, aralıksız bir şekilde devam ediyor. 

Siyonistler, özellikle yaklaşık 4 aydır, acımasız ve katı bir kuşatma uyguladıkları Gazze’nin kuzey kesiminde, yoğun hava saldırıları ve topçu bombardımanları ile sivil halkı katletmeye devam ediyor.

Bu zalimler iki hafta önce bölgede hizmet veren son hastane olan Kemal Advan Hastanesine baskın düzenlemiş, personele, hastalara ve hasta yakınlarına elbiselerini soyma ve benzeri aşağılayıcı davranışlarda bulunmuş, hastane müdürü Doktor Hüsam Ebu Safiyye’yi esir almış ve hastaneyi ateşe vermişlerdi. 

Şu ana kadar şehit edilen Filistinli sayısı 46 bini, yaralı sayısı 110 bini aştı. Yalnız enkaz altından çıkarılamayan, çürüyen ve bir şekilde yok olan çok sayıda ceset olduğu için katledilen Filistinlilerin sayısının 46 binin çok üstünde olduğu da acı bir gerçek.”

“TÜRKİYE’NİN İŞGALCİ REJİMLE SİYASİ İLİŞKİLERİ HALEN DEVAM ETMEKTE”

Balıkçı Türkiye’nin İsrail ile ticaretin dolaylı yoldan devam ettiğini aktararak sözlerine şöyle devam etti:

“Değerli Kardeşlerim!

İstisnaları saymazsak, 10 Mart 2024 tarihinden itibaren, iki haftada bir, sizlerin katılımıyla, düzenli bir şekilde, bu açıklamaları yaptık.

İlk açıklamamızda, işgalci rejimle bütün ilişkilerin kesilmesini, serbest ticaret anlaşmasının iptal edilmesini, direk veya dolaylı, her türlü ticaretin kesilmesini, işgalci rejime petrol sevkiyatına son verilmesini ve bu rejimin korunmasına hizmet eden Kürecik ve İncirlik üslerinin kapatılmasını istemiştik. 

Bugün Türkiye’nin işgalci rejimle siyasi ilişkileri halen devam etmekte, işgalci rejime halen petrol gönderilmekte ve üsler siyonist rejimle suç ortağı Amerika’ya hizmete devam etmektedir.

Soykırımın üzerinden 7 ay geçtikten sonra mayıs ayında resmi olarak kesilen ticaret ise hileli yollarla, üçüncü ülkeler ve Filistin üzerinden devam etmektedir. 

Büyük kahraman ve şehit Yahya Sinvar, savaşın başlarında “Gazze, işgalci rejimle tüm normalleşenleri ifşa edecek, tüm düzenbazları rezil edecek, tüm tavizcileri ortaya çıkartacak, tüm işbirlikçileri ve hainleri ifşa edecek” demişti. 

O büyük ve güzel şehit doğru söyledi.

Filistinli kardeşlerimiz dünyaya direnişi öğretiyor. Tek başına ve dünyanın en büyük ordularına karşı da olsa, özgür bir insanın ve Müslümanın, direniş ruhunun teslim alınamayacağını öğretiyorlar. Kâfirlerin, azim ve irade sahibi Müslümanları, asla teslim alamayacaklarını ve asla onlara diz çöktürtemeyeceklerini öğretiyorlar.”

“AKSA TUFANI DÜNYAYI GERÇEKTEN DE İKİYE AYIRDI”

Av. Fuad Balıkçı konuşmasının devamında şu ifadelere yer verdi:

“Değerli Kardeşlerim!

Ne söylediğimizin ve ne yaptığımızın farkındayız. İlk açıklamadaki irademizin arkasındayız.   

Aksa Tufanı dünyayı gerçekten de ikiye ayırdı. İşgale, soykırıma ve katliama karşı olan bütün özgür halklar Filistin safında yer aldı. Yeryüzünün şeytani güçleri Amerika, İngiltere, Fransa, Almanya, bunlarla birlikte hareket eden Batı ve yerli işbirlikçileri ise siyonistlerin safında yer aldı. Bu nedenle siyonistlerle hesaplaşmak küresel emperyalizm ve yerli uşaklarıyla hesaplaşmaktır. Siyonistlere meydan okumak, büyük kapitalist devletlere ve yerli işbirlikçilerine meydan okumaktır. 

Tam da bu sebeple dünyanın her yerinde milyonlarca insanla aylardır siyonistlerin korkunç katliamına karşı Filistin’e destek olmak için bir araya geliyoruz.

Biz Müslümanlar için zulme karşı “ilkesel ve çifte standartsız bir duruş” asli sorumluluğumuzdur. 

Herkes için özgürlük ve adalet, korumamız gereken en üstün değerlerdir.

Bizim ve diğer sivil inisiyatiflerin yapmaları gereken en önemli iş, hükümetleri harekete geçirmektir. 

Maalesef Filistin halkına karşı yürütülen soykırıma karşı, somut adım atmaları için bugüne kadar yaptığımız onlarca çağrı, yöneticilerimizi harekete geçirmedi.

Yöneticilerimiz Uluslararası Ceza Mahkemesi tarafından hakkında tutuklama kararı çıkarılmış soykırımcıların yönettiği rejimle, siyasi ilişkileri sonlandırmadı. 

Hitler’e benzettikleri zalimin başında olduğu rejime, halen petrol sevk etmeye, hem de varil başına 1 dolar 27 sent gelir elde ettiklerini utanmadan söyleyerek, devam ediyorlar. 

Bir sonraki hedefi topraklarımızdır dedikleri işgalci rejime hizmet eden İncirlik ve Kürecik üslerini halen kapatmadılar. 

Bununla da yetinmediler, bu talepleri dile getiren onlarca Filistin dostunu, haksız ve alakasız gerekçelerle gözaltına aldılar.

Herkes bilsin ki zalimlerle aralarına mesafe koymayan, onlara karşı somut adımlar atmayan bu yöneticiler bizi temsil etmemektedir.

Biz, zulüm karşısındaki bu tavırlarından dolayı onlardan uzağız. 

Zalimlere karşı somut adımlar atmaları için yöneticilerimize onlarca kez çağrı yapmamıza rağmen, bu çağrılarımızı dikkate almadıklarına, Rabbimizin huzurunda şahitlik ediyoruz. 

Değerli Kardeşlerim!

Malumunuz 1 Ocak’ta İstanbul’da binlerce kişinin katılımıyla Filistin’e destek için bir miting düzenlendi, fakat iktidarın Filistin politikalarına yönelik hiçbir eleştiri ve siyonist rejime karşı somut adımlar atması yönünde hiçbir çağrı yapılmadı. 

Buradan sivil toplum kuruluşlarına da bir hatırlatma yapmak isterim. Sivil toplum kuruluşlarının asli fonksiyonu, iktidarın yaptıklarını meşrulaştırmak değil, yanlışlarını dile getirmek ve doğru hareket etmelerini sağlamaktır. Aksi takdirde açıkça söylüyorum, hakikati gizlemiş, hem Filistin, hem de Türkiye halkının vebalini boyunlarına almış olurlar. 

Değerli Kardeşlerim!

Son olarak bir hususa değinerek açıklamamı bitiriyorum. 

Bizim için küfre yani emperyalist ve sömürgecilere karşı ümmet çatısı altında, eşit kardeşler olarak, birbirimize saygı çerçevesinde, bir ve bütün olmamız asli sorumluluğumuzdur. 

Dilimiz, mezhebimiz, rengimiz, aşiretimiz, cemaatimiz veya başka herhangi bir şey, bize bu birliği bozma hakkı vermez. 

Bizim, siyonistlere, emperyalistlere ve sömürgecilere karşı sert ve tavizsiz, Allah’a itaat edenlere ve mazlumlara karşı da merhametli ve şefkatli olmamız esastır. 

Kendi içimizdeki görüş ayrılıkları, bize bu hayati ve asli sorumluluğumuzu unutturmamalıdır. 

Açıklamamız burada sona ermiştir. 

Katılımınızdan dolayı hepinize teşekkür ediyor ve hepinizi Allah’a emanet ediyorum.”

Türkiye ile İsrail arasında ticaret devam ediyor mu? Kitap Vakfı’ndan Gazze açıklaması

İptal

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

0 Yorum

Daha fazla gösterilecek yazı bulunamadı!

Tekrar deneyiniz.